Bediüzzaman Hazretleri, İttihad-ı Muhammediye (ASM) hareketini en geniş şekliyle ele alır ve bütün mü’minleri içine aldığını beyan eder:
«Hem de dediler: “İttihad-ı Muhammediyeye (a.s.m.)[1] dahil misin?”
Dedim: Maaliftihar! En küçük efradındanım. Fakat, benim târif ettiğim vecihle… Ve o ittihaddan olmayan, dinsizlerden başka kimdir, bana gösterin.» (Divanı-ı Harb-i Örfi sh: 11)
Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerine diyorlar:
”Dâima İttihad-ı İslâmdan bahsedersin. Sen bize tarif et."
Cevaben:
«Lâkin tarif ettiğim ve dahil olduğum ittihad-ı Muhammedînin (a.s.m.) tarifi budur ki:
Şarktan garba, cenuptan şimale uzanan bir silsile-i nuranî ile merbut bir dairedir. Dahil olanlar da bu zamanda üç yüz milyondan[2] ziyadedir. Bu ittihadın cihetülvahdeti ve irtibatı, tevhid-i İlâhîdir. Peyman ve yemini,[3] imandır. Müntesipleri, kàlû belâdan[4] dahil olan umum mü’minlerdir. Defter-i esmâları da Levh-i Mahfuzdur. Bu ittihadın nâşir‑i efkârı, umum kütüb-ü İslâmiyedir. Günlük gazeteleri de, i’lâ-i kelimetullahı[5] hedef-i maksat eden umum dinî gazetelerdir. Kulüp ve encümenleri,[6] câmi ve mescidler ve dinî medreseler ve zikirhanelerdir. Merkezi de Haremeyn‑i Şerifeyndir. Böyle cemiyetin reisi, Fahr-i Âlemdir...
...Elhasıl: Sultan Selim’e biat etmişim. Onun ittihad-ı İslâmdaki fikrini kabul ettim. Zira, o vilâyat‑ı şarkiyeyi ikaz etti. Onlar da ona bîat ettiler. Şimdiki şarklılar, o zamanki şarklılardır. Bu meselede seleflerim, Şeyh Cemaleddîn-i Efganî, allâmelerden Mısır müftüsü merhum Muhammed Abduh, müfrit âlimlerden Ali Suâvi, Hoca Tahsin ve ittihad-ı İslâmı hedef tutan Namık Kemal ve Sultan Selim’dir ki, demiş:
İhtilâf u tefrika endişesiKûşe-i kabrimde hattâ bîkarar eyler beni.[7]İttihadken savlet-i a’dâyı def’e çaremiz,[8]İttihad etmezse millet, dağ-dar eyler beni.[9]
Yavuz Sultan Selim» (Divanı-ı Harb-i Örfi sh: 19)
İttihad ismini almakla birlikte ittihad etmeye mani olan tutum sergileyen İttihad Terakki Cemiyeti hakkında Bediüzzaman Hazretlerinin beyanı:
«Herkesin şevkini kıran ve neş’esini kaçıran ve ağrazlar ve taraftarlıklar hissini uyandıran ve sebeb-i tefrika olan ırkçılık cemiyat-ı akvamiyeyi[10] teşkiline sebebiyet veren ve ismi meşrutiyet ve mânâsı istibdat olan ve İttihad ve Terakki ismini de lekedar eden buradaki şube-i müstebidaneye[11] muhalefet ettim.» (Divanı-ı Harb-i Örfi sh: 32)
--------------------------------------------------------------------------------
[1] 1909 da bu isimle kurulan bir cemiyet münasebetiyle soruluyor
[2] 1909 da dünyadaki İslâm nüfusu
[3] kuvvetli yemini
[4] Cenab-ı Hakkın ruhları yarattığında "Rabbiniz değil miyim" mealinde buyurduğunda, ruhlar "evet Rabbimizsin" dedikleri zaman
[5] Allah kelamının, İslâmiyetin hakikatlarının yayılmasına çalışmayı
[6] meclis ve komisyonları
[7] kabrimin köşesinde, rahatsız eder
[8] düşmanların saldırısını birlikte defetmek iken
[9] birleşme olmazsa kızgın demirle yüreğim dağlanır
[10] farklı farklı ırktan olanlara ait dernekleri
[11] İttihad ve Terakki Cemiyetinin merkezi Selanik’te idi. İstanbulda ise şubesi vardı